Merih KARAAĞAÇ
Merih, 5 yıldır teknoloji alanında editörlük yapıyor. Bilim, yapay zeka, donanim ve mobil teknolojiler konusundaki yazıları düzenliyor. Bilim ve yapay zeka konularında uzmanlaşmış.
Yükselen abonelik ücretleri ve içerik dağınıklığı, izleyicileri yeniden korsanlığa sürüklüyor. Dijital isyan başlıyor.
İzleyiciler artık izlemek değil, geri almak istiyor. Ne mi? Dijital özgürlüğünü. Abonelik ücretleri yükseldikçe, içerikler parça parça farklı platformlara dağıldıkça, sistemin vaat ettiği rahat izleme deneyimi bir tuzak gibi hissettirmeye başladı. Bir dizi izlemek için dört farklı üyelik, bir film için VPN, reklamlar ve bölgesel engeller… Üstelik tüm bunlara rağmen içerikler kalıcı değil; bugün ödediğiniz, yarın arşivden silinebilir. İsveç gibi korsanlığın hem doğduğu hem Spotify gibi çözümlerle dönüştüğü ülkelerde, kullanıcılar artık korsanlığa sadece nostaljiyle değil, ihtiyaçla bakıyor. Ve bu dönüş, sessiz değil; her tıklama bir çığlık gibi yankılanıyor: “Artık yeter!”
Platformların sunduğu değil, sakladığı içerikler gündemde. 2000’lerde yaygın olan torrent kültürü, “artık bulamıyorum” diyen izleyici için yeniden seçenek haline geldi. Aradığı diziyi hiçbir yasal platformda bulamayan, bölgesel engellere takılan ya da bölüm başı para ödemek zorunda kalan kullanıcılar, korsanlığı tekrar keşfediyor. The Pirate Bay gibi simgeler geri dönüyor, hem de bu kez sadece ergenlik anıları değil, dijital çaresizlikle birlikte. Korsanlık artık yasa dışı bir tercih değil; sistemin sunduğu çözümlerin yetmediği yerde devreye giren bir kaçış kapısı. Bu bir suç değil, dijital bir protesto haline geliyor.
Yayın platformları izleyici dostu olmayı bıraktığı an, izleyici de sadakatini bıraktı. Bugün bir kullanıcı, üç ya da dört farklı abonelikle yılda ortalama 600–700 euro harcıyor. Üstelik birçok platform artık ücretli planlarda bile reklamlara yer veriyor. Netflix’in tek platform olduğu, her şeyin tek çatı altında bulunduğu dönem geride kaldı. Artık her stüdyo kendi duvarını örüyor ve kullanıcıdan her biri için ayrı “geçiş ücreti” istiyor. Gabe Newell’ın yıllar önce söylediği söz yeniden gündemde: “Korsanlık bir fiyatlandırma değil, hizmet sorunudur.” Bu söz bugün hiç olmadığı kadar geçerli.
Londra merkezli içerik koruma firmalarına göre 2023’te korsan yayın trafiği yeniden %96 seviyelerine ulaştı. Korsanlık artık gizli saklı değil, yaygın ve açık bir refleks haline geldi. İnsanlar korsanlığı “istemiyor”, ama sistem onları mecbur bırakıyor. Platformlar birer dijital derebeyliğe dönüşürken, kullanıcılar da kendi yollarını çiziyor. Çünkü bu düzen artık sürdürülebilir değil. Korsanlık, dijital bir suç değil; izleyicinin görmezden gelinmiş sesidir. Ve o ses şu an her zamankinden daha yüksek çıkıyor.
E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır. Zorunlu alanlar * ile işaretlenmiştir.