Merih KARAAĞAÇ
Merih, 5 yıldır teknoloji alanında editörlük yapıyor. Bilim, yapay zeka, donanim ve mobil teknolojiler konusundaki yazıları düzenliyor. Bilim ve yapay zeka konularında uzmanlaşmış.
Bir savaşçı doğmaz; zamanla şekillenir, kırılır, dağılır ve yeniden kurulur: John Rambo’nun kökenleri, bu yeniden kuruluşun hikâyesi.
Bir adamın ruhu kaç kez parçalanabilir ve yine de ayakta kalabilir? John Rambo’nun kökenleri, bu sorunun etrafında kıvrılan karanlık bir anlatı olarak sinemaya taşınıyor. Millennium’un yeni projesi, izleyiciyi yalnızca bir karakterin gençliğine değil, onun insan olma mücadelesine götürmeye hazırlanıyor. Rambo’nun fiziksel savaşından çok, iç dünyasındaki çatışmalara odaklanılacağı sinyalleri şimdiden veriliyor. Noah Centineo’nun başrolde olması bir tesadüf değil; bu rol, kas değil, kırılganlık taşıyan bir yüz arıyordu. Tayland’ın yoğun havası, yalnızca mekân değil, Rambo’nun zihninin sisli koridorlarına açılan bir kapı olacak.
Savaş alanı yalnızca kurşunların uçuştuğu yer değildir; bazen en büyük savaş, insanın kendi içindedir. Genç Rambo’nun hikâyesi, yalnızca Vietnam’da değil, vicdanın karanlık odalarında geçecek. Yönetmen Jalmari Helander, Sisu’daki anlatım diliyle gösterdi ki, şiddet bile bazen bir iç çığlığın yankısı olabilir. Millennium bu projede yalnızca bir aksiyon filmi değil, sessiz bir trajedi anlatmaya niyetli. İzleyici, ormanın derinliklerinde değil, Rambo’nun kırık belleğinde yolculuk edecek. Bu bir kahramanlık öyküsü değil; bu, kahramanlık denen şeyin ne kadar acıyla kurulduğunun sessiz kabulü.
Her efsane bir başlangıca sahip olsa da, bazı başlangıçlar sadece karanlıkla çizilir. John Rambo’nun kökenleri, Millennium’un ellerinde yeniden yazılırken, geçmişin yankıları geleceğin tonunu belirliyor. David Morrell’in kaleminden çıkan ilk kan, şimdi sinemanın derinliklerinde yeniden damlamaya hazırlanıyor. Rambo, orijinalinde bir makine değil, travmalarla yoğrulmuş bir insan olarak yaratılmıştı. Bu film, o insana geri dönmenin anahtarı olabilir. Centineo’nun bakışıyla karşımıza çıkacak olan genç Rambo, silahından önce gözleriyle vuracak. Çünkü bazen en ölümcül yara, dışarıdan değil, içeriden gelir.
Bu film sadece bir ön hikâye değil; bir karakterin neden sustuğunu, neden kaçtığını ve neden savaşmaya mecbur kaldığını anlamaya dair bir çağrıdır. Stallone’un yokluğunda bile, karakterin ruhu hâlâ ağır bir sis gibi anlatının üzerine çökecek. Millennium, bu sessizliği anlamaya ve sinemaya tercüme etmeye niyetli görünüyor. Rambo’nun iç yolculuğu, izleyicinin de kendi gölgeleriyle yüzleşmesini sağlayabilir. Ve belki de film bittiğinde, yalnızca bir savaşçının değil, içindeki çocukla barışamayan bir adamın hikâyesine tanıklık etmiş olacağız. Çünkü bazen en gürültülü patlama, insanın içindeki sessizliktir.
E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır. Zorunlu alanlar * ile işaretlenmiştir.