__temp__ __location__

Çinli bilim insanları tellür elementiyle kör farelerde görme tepkisi oluşturdu

Tellür bazlı bir bileşik kullanılarak görme yetisini kaybetmiş farelerde görsel yanıtlar sağlandı. Bu, kalıcı görme kaybına umut olabilir.

Çinli bilim insanları tellür elementiyle kör farelerde görme tepkisi oluşturdu

Görme yetisinin kaybı, milyonlarca insanın hayatını doğrudan etkileyen ciddi bir sağlık sorunudur. Retina hücrelerinin ölmesi ya da işlevsiz hale gelmesi genellikle kalıcı körlükle sonuçlanır. Günümüzde bazı cerrahi ve genetik tedavi seçenekleri olsa da, ilerlemiş vakalar için etkili bir çözüm henüz yoktur. Çin’de yapılan yeni bir araştırma, bu alanda devrim yaratabilecek bir potansiyel taşıyor. Bilim insanları, tellür adı verilen yarı metal bir elementin özel bir bileşiğini kullanarak, işlevini yitirmiş retina hücrelerine görsel uyaranlara yanıt verme özelliği kazandırdı. Deneyler fareler üzerinde yürütüldü ve sonuçlar oldukça dikkat çekiciydi. Bu gelişme, gelecekte insanlarda görme kaybı tedavisi için yeni kapılar açabilir.

Atom-Numarasi-52-Olan-Tellur-Ele
 

Tellür elementi bu süreçte nasıl kullanıldı

Araştırmacılar, tellür içeren bir kimyasal bileşik geliştirerek bunu retina hücrelerine uyguladı. Bu bileşik, ışığa duyarlı olmayan retina bölgelerine enjekte edildi. Işık uygulandığında, bu bileşik fotonları yakalayıp elektriksel sinyallere dönüştürdü. Normalde yalnızca çalışan fotoreseptör hücrelerinin gerçekleştirdiği bu işlem, yapay olarak aktive edildi. Böylece beyin, görsel sinyaller alabilir hâle geldi. Bu yöntem, doğrudan genetik müdahale ya da implant yerleştirme gibi invaziv çözümlere kıyasla daha basit ve potansiyel olarak daha güvenli olabilir. Tellür bileşiği aynı zamanda biyo-uyumlu ve düşük toksisiteye sahip olduğundan deneylerde başarıyla kullanıldı.

Deney farelerinde hangi sonuçlar gözlemlendi

Deneyler, görme yetisini tamamen kaybetmiş fareler üzerinde yapıldı. Araştırmacılar, tellür bileşiğini uyguladıktan sonra bu fareleri ışıklı test ortamlarına yerleştirdi. Işık değişimlerine karşı baş hareketleri, yön değiştirme ve görsel uyaranlara yönelik davranışsal yanıtlar gözlemlendi. Bu yanıtlar, görme sisteminde belirli bir fonksiyonun yeniden oluştuğunu gösteriyor. Ayrıca beyin görüntüleme teknikleriyle yapılan kontrollerde, görsel kortekste ışıkla ilişkili sinirsel aktiviteler tespit edildi. Bu da sadece davranışsal değil, nörolojik düzeyde de görsel bilgi işlenebildiğini kanıtlıyor. Sonuçlar, farelerin önceki durumlarına göre önemli bir gelişme sağladığını ortaya koyuyor.

İnsanlarda da uygulanabilir mi

Araştırmacılar bu yöntemin insanlara da uygulanabileceğini düşünüyor, ancak henüz çok erken bir aşamada bulunuyoruz. İnsan gözü, farelere kıyasla daha karmaşık bir yapıya sahiptir. Ayrıca retina yapısı, hücre yoğunluğu ve bağışıklık tepkileri farklılık gösterebilir. Bu nedenle yöntemin insanlar üzerindeki güvenliği ve etkisi henüz bilinmiyor. Ancak tellür bileşiğinin toksik olmaması ve ışıkla etkinleşmesi, onu potansiyel olarak güvenli bir aday haline getiriyor. Klinik öncesi testler, uzun vadeli güvenlik analizleri ve doz çalışmaları yapılmadan insanlar üzerinde denenmesi mümkün değil. Yine de bu sonuçlar, araştırma camiasında büyük bir heyecan yarattı.

Adsız tasarım - 2025-06-08T175757.720
 

Bu yöntem diğer tedavilerden nasıl farklı

Görme kaybı tedavisinde genellikle üç ana yaklaşım bulunur: genetik düzeltme, biyonik göz implantları ve kök hücre tedavisi. Her birinin avantajları ve sınırlamaları vardır. Genetik tedaviler belirli mutasyonlara sahip hastalar için işe yarar ama tüm hastalara uygulanamaz. Biyonik implantlar ise invaziv ve maliyetlidir. Kök hücre tedavileri umut verici olsa da henüz tam sonuç alınamamıştır. Tellür temelli bu yeni yaklaşım, genetik düzeltme gerektirmeden, ışıkla çalışan ve düşük maliyetli bir alternatif sunabilir. Ayrıca cerrahi müdahale olmadan uygulanabilecek olması, hastalar açısından daha az risk anlamına gelir.

Tellür nedir ve neden seçildi

Tellür, periyodik tabloda yarı metal özellik gösteren nadir bir elementtir. Elektriği iletebilme ve ışığa tepki verebilme özellikleri nedeniyle bazı elektronik ve optoelektronik uygulamalarda kullanılır. Araştırmacılar, bu özellikleri sayesinde tellürün retina gibi ışığa duyarlı dokularda işe yarayabileceğini düşündü. Aynı zamanda hücrelerle kimyasal olarak bağ kurabilen yapısı sayesinde retina hücrelerine zarar vermeden etkileşime girebiliyor. Tellür bileşiği, ışığı yakalayıp bunu elektriksel sinyale çevirecek şekilde tasarlandı. Böylece doğal fotoreseptörlerin yerini alabilecek bir işlev kazandırıldı. Bu, biyomühendislik açısından da son derece özgün bir yaklaşım oldu.

Etik ve güvenlik konuları gündemde

Her yeni biyoteknolojik müdahalede olduğu gibi bu çalışmada da etik ve güvenlik konuları gündeme geliyor. Özellikle insan deneyleri başlamadan önce, yöntemin uzun vadede dokulara zarar verip vermediği, bağışıklık sistemini etkileyip etkilemediği araştırılmalı. Ayrıca hastaların görme algısının ne kadar gerçekçi olacağı, sadece ışık ve karanlık mı hissedileceği yoksa ayrıntılı görsel bilgi mi algılanabileceği gibi sorular henüz yanıtlanmış değil. Bazı uzmanlar bu yöntemle sadece sınırlı görsel geri dönüş sağlanabileceğini düşünüyor. Ancak bu bile, tamamen görme kaybı yaşayan bireyler için büyük bir gelişme olabilir.

0_0 (95)
 

Gelecekte nasıl bir yol izlenecek

Araştırmacılar şimdi yöntemi daha büyük hayvan modellerinde test etmeyi planlıyor. Primatlar veya domuzlar, insan göz yapısına daha yakın oldukları için sonraki aşamalarda deney ortamı olarak kullanılabilir. Eğer bu testlerden de olumlu sonuç alınırsa, klinik öncesi insan denemelerine geçiş gündeme gelebilir. Ayrıca tellür bileşiğinin doz ayarı, uygulanma sıklığı ve ışık hassasiyeti gibi parametreler de optimize edilmelidir. Bir diğer hedef ise bu yöntemi taşınabilir veya giyilebilir ışık kaynaklarıyla destekleyerek kullanımı daha pratik hale getirmek. Yani sadece laboratuvar ortamında değil, günlük yaşamda da işe yarayacak çözümler geliştirilmeye çalışılıyor.

Körlüğe karşı yeni bir umut doğuyor

Tellür bazlı bu deneysel yöntem, yıllardır çözülemeyen görme kaybı sorununa yepyeni bir yaklaşım sunuyor. Farelerde elde edilen sonuçlar, retina hücrelerinin işlevsiz olsa bile dışarıdan gelen biyokimyasal destekle tekrar aktive edilebileceğini gösteriyor. Bu buluş, cerrahi olmayan, düşük maliyetli ve genetik bağlamdan bağımsız bir çözüm öneriyor. İnsanlara uygulanması hâlinde, kalıcı görme kaybı yaşayan milyonlarca kişi için umut olabilir. Elbette daha çok araştırma yapılması gerekiyor. Ancak bilim dünyası bir kez daha gösteriyor ki doğada bulunan elementler, doğru yaklaşımla yaşam kalitesini değiştirebilecek potansiyele sahip.

Paylaş:
Merih KARAAĞAÇ
Merih KARAAĞAÇ

Merih, 5 yıldır teknoloji alanında editörlük yapıyor. Bilim, yapay zeka, donanim ve mobil teknolojiler konusundaki yazıları düzenliyor. Bilim ve yapay zeka konularında uzmanlaşmış.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır. Zorunlu alanlar * ile işaretlenmiştir.