X platformu, çocuk istismarı içeriğini zamanında kaldırmadığı gerekçesiyle yargılanacak. Mahkemeden gelen karar, teknoloji devleri için önemli bir emsal niteliğinde.
Elon Musk'ın Twitter’ı satın alarak "X" adıyla yeniden markalamasından bu yana platform, içerik denetimi ve güvenlik politikaları nedeniyle sürekli tartışmaların merkezinde yer aldı. Ancak bu kez konu yalnızca nefret söylemi ya da siyasi içeriklerle sınırlı değil. X, çocuk istismarı içeriğini zamanında kaldırmadığı ve yeterli önlem almadığı gerekçesiyle ciddi bir dava ile karşı karşıya. ABD'deki Dokuzuncu Daire Temyiz Mahkemesi, 2021 yılında açılan bir ihmal davasının yeniden görülmesine karar verdi. Bu karar, yalnızca X için değil, tüm teknoloji şirketleri için tarihi bir kırılma noktası olabilir.
Söz konusu dava, iki reşit olmayan çocuğun X'e karşı açtığı bir şikâyetle başladı. İddiaya göre, bu çocuklara ait cinsel istismar içeriği platformda yayınlandı ve içerikler insan kaçakçıları tarafından zorla üretilmişti. Olayın bildirilmesinin ardından X, bu içeriklere müdahale etmekte geç kaldı ve videolar günlerce yayında kaldı. Bu gecikme, yalnızca etik değil, aynı zamanda yasal sorumlulukları da gündeme getirdi.
Ulusal Kayıp ve İstismar Edilen Çocuklar Merkezi (NCMEC) gibi kurumlara geç bildirimde bulunulması, X’in krizi yönetmede başarısız olduğunun bir başka kanıtı olarak gösteriliyor. Mahkeme hâkimi Danielle Forrest’in verdiği karar doğrultusunda, platform artık bu süreci nasıl yönettiğini açıklamak ve ihmalkâr davranmadığını kanıtlamak zorunda.
Davacılar sadece içeriklerin geç kaldırılmasını değil, aynı zamanda X'in raporlama sistemlerinin yetersizliğini de gündeme getirdi. Özellikle böyle hayatı etkileyen bir konuda, kullanıcıların durumu hızla ve etkili şekilde bildirebileceği bir mekanizmanın bulunmadığı vurgulandı. Kullanıcıların bu tür hassas olayları kolayca yetkililere iletebilmesi gerekirken, X’in arayüzü ve destek sistemi bu konuda sınıfta kaldı.
Bu durum, dijital platformların kriz anlarında nasıl davranması gerektiğiyle ilgili büyük bir tartışmanın fitilini ateşledi. Artık sadece içerikleri barındırmak değil, aynı zamanda kullanıcı güvenliğini sağlamak da teknoloji şirketlerinin asli sorumlulukları arasında görülüyor.
ABD İletişim Ahlakı Yasası'nın 230. Maddesi, dijital platformları kullanıcıların oluşturduğu içeriklerden doğrudan sorumlu olmaktan büyük ölçüde muaf tutuyordu. Ancak bu davada mahkeme, bu korumayı büyük oranda geçerli saymakla birlikte, X’in olaylara müdahale biçimiyle ilgili sorumluluğunu kabul etti. Bu da, platformun doğrudan içerikten değil, süreci nasıl yönettiğinden sorumlu tutulabileceği anlamına geliyor.
Bu gelişme, teknoloji şirketleri için büyük bir uyarı niteliği taşıyor. Artık “biz sadece bir platformuz” demek, yasal yükümlülüklerden kaçmak için yeterli olmayacak gibi görünüyor. Mahkemeler, platformların iç süreçlerine ve olaylara nasıl tepki verdiklerine daha yakından bakacak.
Mahkemenin kararı, artık X'in yalnızca olayın kendisini değil, olayla ilgili tüm süreci de detaylı biçimde açıklamak zorunda kalacağını gösteriyor. Hangi adımlar ne zaman atıldı? Kim neyi bildi? Neden bu kadar geç müdahale edildi? Bu soruların hepsi mahkeme salonunda yanıt bekliyor.
Bu durum, platformların yalnızca kullanıcıya sunulan içerikle değil, bu içeriğe verilen tepkilerle de yargılanabileceğini kanıtladı. X gibi küresel ölçekte faaliyet gösteren bir platformun, yalnızca teknik altyapıya değil, aynı zamanda etik sorumluluğa da sahip olması bekleniyor.
Günümüzde içeriklerin çoğu yapay zekâ tarafından analiz ediliyor, filtreleniyor ve işleniyor. Ancak yapay zekâ ne kadar gelişmiş olursa olsun, insan eliyle yönetilen denetim süreçleri hâlâ kritik öneme sahip. Bu davada da yapay sistemlerin gecikmeli çalışması ya da yetersiz kalması, büyük bir felakete dönüşmüş olabilir.
Bu nedenle teknoloji şirketlerinin, hem teknik altyapılarını hem de insan destekli sistemlerini gözden geçirmesi gerekiyor. Kullanıcı güvenliği artık "ekstra bir hizmet" değil, yasal ve etik bir zorunluluk.
X’in karşı karşıya kaldığı bu dava, dijital dünyada yeni bir dönemin başladığının habercisi olabilir. Artık teknoloji şirketleri, sadece içeriklerin silinmesiyle değil, olaylara nasıl ve ne zaman müdahale ettikleriyle de değerlendirilecek.
Bu gelişme, kullanıcı güvenliği konusunda daha etkili sistemlerin geliştirilmesini zorunlu kılarken, aynı zamanda büyük teknoloji devlerinin “dokunulmazlık” algısını da ortadan kaldırıyor. X örneği, gelecekte benzer ihmalkârlık gösteren platformlar için caydırıcı bir emsal oluşturabilir.
Merhaba ben Neval Özsoy. Şirkette içerik editörü olarak görev alıyorum. Yazmayı, araştırmayı ve kelimelerle oynamayı seviyorum. Teknoloji, sinema ve oyun gibi konularda içerik üretmek benim için hem keyifli hem öğretici. Öğrenmeye açık, detaylara önem veren biri olarak ekip içinde üretmekten mutluluk duyuyorum.
E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır. Zorunlu alanlar * ile işaretlenmiştir.
