__temp__ __location__

Jurassic World Rebirth, uzman gözüyle dinozorların gerçeği ve kurgusu

Jurassic World Rebirth filmi, dinozorları ekrana taşırken bilimi ne kadar doğru yansıtıyor? Uzman paleontologlar perde arkasındaki gerçekleri ve yanlışları tartışıyor.

Jurassic World Rebirth, uzman gözüyle dinozorların gerçeği ve kurgusu

Dinozor filmleri her zaman ilgi çekici olmuştur, ancak “Jurassic World Rebirth” ile birlikte tartışma yeniden alevlendi. Seattle merkezli teknoloji öncüsü ve amatör paleontolog Nathan Myhrvold, filmin eğlencelik bir bilim kurgu olduğunun altını çiziyor; ancak bazı sahnelerde gerçek bilimle bağların fazla koparıldığını belirtiyor. Microsoft’un eski teknoloji şefi olan ve bugün bir teknoloji yatırım şirketinin başında bulunan Myhrvold, dinozorlar hakkındaki ilk ciddi ilgisini 1990’larda “Jurassic Park” film setini ziyaret ettikten sonra geliştirmiş. O günden bu yana paleontoloji alanında birçok bilimsel makaleye de imza atmış.

Filmdeki dinozor tasarımlarının, günümüzde paleontologların bulgularıyla her zaman örtüşmediğini söyleyen Maryland Üniversitesi’nden Thomas Holtz ise özellikle halkın dinozorlara bakışında bu filmlerin önemli rol oynadığını vurguluyor. Holtz, “Velociraptor” gibi dinozor isimlerinin kitlelerce bilinmesinde Jurassic Park’ın payının büyük olduğuna dikkat çekiyor. Fakat filmlerdeki özel efektler ve yeni dinozor türlerinin görsel sunumu, çoğu zaman bilimsel keşiflerin gerisinde kalıyor. Örneğin, Çin’de bulunan fosillerin gösterdiği üzere birçok dinozorun tüyleri vardı; ama bu detaylar filmlere tam olarak yansıtılmıyor. Yine de yapımcılar, serinin ruhunu korumak için belirli estetik tercihler yapmak zorunda olduklarını söylüyorlar.

a29e27
 

Gerçek dinozorlar, filmlerdeki kadar fantastik mi?

Filmde görülen bazı yaratıklar ve davranışlar ise doğrudan tartışmalı. Myhrvold ve Holtz, özellikle denizde gemiye saldıran spinosaur sürüsü sahnesinin bilimsel dayanağı olmadığını belirtiyor. Spinosaurus’un kıyı hayvanı olduğu ve açık denizde böyle bir saldırı gerçekleştirmesinin olası olmadığına dair araştırmalar mevcut. Ayrıca titanozorların filmdeki uzun, kıvrımlı kuyruklarını gerçekçi bulmayan Myhrvold, bu konuda yapılan mekanik kuyruk testlerinden de bahsediyor. Filmin en eğlenceli yanının ise bazen gerçek dinozor türlerinden daha ilginç olan kurgusal türler yaratmak olduğunu söylüyor. “Dünya’nın gerçek fosil kaydı, çoğu zaman hayal ürünü yaratıklardan daha ilginç,” diyor Myhrvold.

Holtz, “Jurassic World” serisinin dinozorların popülaritesini hiç olmadığı kadar artırdığını, ancak yapımcıların eğlenceyi bilimsel gerçeklere tercih edebileceğini de ekliyor. Öte yandan, dinozorların renkli ve tüylerle kaplı olabileceği gibi detaylar yavaş yavaş filmlere girmeye başladı. Her iki uzman da, dinozorların DNA’sından yeniden yaratılması gibi kurgusal teknolojilerin gerçek dünyadaki genetik araştırmalardan oldukça farklı olduğunu hatırlatıyor. Ancak Holtz, günümüz teknolojisinin paleontolojiye büyük katkı sağladığını, kemiklerin iç yapısının BT taramalarıyla incelenebildiğini ve izotop analizleriyle dinozorların beslenme alışkanlıklarının anlaşılabildiğini belirtiyor.

Paleontoloji ve Jurassic World gibi filmler arasındaki bu etkileşim, bilim ile eğlencenin dengesini sorgulatıyor. Hem Myhrvold hem de Holtz, filmi bilimsel açıdan eleştirseler de eğlence değerini göz ardı etmiyorlar. Sonuç olarak, dinozorlar ekranda olduğu sürece, bilimsel gerçeklerle kurgunun buluşma noktası her zaman izleyiciyi heyecanlandırmaya devam edecek.

Paylaş:
Merih KARAAĞAÇ
Merih KARAAĞAÇ

Merih, 5 yıldır teknoloji alanında editörlük yapıyor. Bilim, yapay zeka, donanim ve mobil teknolojiler konusundaki yazıları düzenliyor. Bilim ve yapay zeka konularında uzmanlaşmış.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır. Zorunlu alanlar * ile işaretlenmiştir.