Merih KARAAĞAÇ
Merih, 5 yıldır teknoloji alanında editörlük yapıyor. Bilim, yapay zeka, donanim ve mobil teknolojiler konusundaki yazıları düzenliyor. Bilim ve yapay zeka konularında uzmanlaşmış.
Depremlerden saniyeler önce gelen bir uyarı, hayat ile ölüm arasındaki farkı belirleyebilir. Android cihazlar, bu farkı yaratmaya aday yeni bir teknolojiyle karşımızda.
Google tarafından geliştirilen Android Deprem Uyarı Sistemi (AEA), sıradan akıllı telefonları potansiyel hayat kurtarıcılara dönüştürüyor. Android cihazlarda bulunan ivmeölçer sensörleri, yalnızca ekran yönünü çevirmekle kalmıyor; aynı zamanda yer sarsıntılarını da algılayabiliyor. Google, bu sensörleri bir ağ şeklinde kullanarak, dünya genelinde bir erken uyarı sistemi kurmuş durumda. Özellikle sismik sensörlerin ulaşamadığı ücra bölgelerde bu sistemin potansiyeli çok büyük. Araştırmalara göre, Android kullanıcıları deprem uyarısını ya sarsıntı başlamadan hemen önce, ya da tam sırasında alabiliyor. Yüzde 36’lık bir kesimin deprem başlamadan önce uyarı aldığı kaydedildi.
Geleneksel sismik sistemler, fiziksel sensörlerin kurulması gereken pahalı ve karmaşık yapılardan oluşuyor. Bu da onları her bölgeye yaymayı imkânsız hale getiriyor. Ancak Android cihazlar, dünya çapında %70’lik pazar payına sahip olması sayesinde neredeyse her yerde bulunuyor. Bu yaygınlık, özellikle altyapının yetersiz olduğu deprem riski altındaki bölgelerde kritik bir avantaj sağlıyor. Google’ın anket sonuçları da bu sistemin güvenilirliğini destekliyor: Katılımcıların büyük bölümü sistemi etkili bulduğunu belirtiyor. Dahası, AEA 1,9 büyüklüğünde küçük sarsıntılardan 7,8’lik büyük depremlere kadar geniş bir yelpazeyi algılayabiliyor.
Her modern Android cihazda bulunan ivmeölçer, aslında sürekli olarak küçük hareketleri ölçen bir teknoloji. Google, bu sensörü özel bir yazılımla birleştirerek titremeleri deprem sinyali olarak değerlendiren bir sistem geliştirdi. Başlangıçta bölgesel uygulamalarla test edilen bu fikir, dünya çapında uygulanabilir hale gelince Android işletim sistemine entegre edildi. Geliştirilen algoritma sayesinde telefonlar yalnızca bir kişinin hareketini değil, aynı anda yüzlerce cihazın titremesini analiz ederek gerçek bir deprem olup olmadığını doğruluyor. Bu kolektif bilgi, saniyeler içinde diğer kullanıcılara uyarı olarak geri dönüyor.
Deprem uyarılarının birkaç saniye erken verilmesi bile insanların güvenli bir alana ulaşmasına, gaz vanalarını kapatmasına veya çocuklarını korumasına olanak tanıyabilir. Google'ın AEA sistemi bunu başarmaya aday bir teknoloji sunuyor. Özellikle gelişmekte olan ülkelerdeki düşük altyapı sorunları düşünüldüğünde, bu sistemin yaygınlaştırılması büyük önem taşıyor. Google’ın Alphabet çatısı altında yürüttüğü bu araştırma, teknoloji şirketlerinin sadece yazılım değil, insan hayatı için de ne kadar kritik adımlar atabileceğini gösteriyor. Android telefonların artık sadece iletişim değil, hayatta kalma aracı olarak da değerlendirilebileceği bir döneme girdik. Bu da teknolojinin toplum hizmetinde nasıl dönüştürücü olabileceğinin etkileyici bir örneği.
E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır. Zorunlu alanlar * ile işaretlenmiştir.