Merih KARAAĞAÇ
Merih, 5 yıldır teknoloji alanında editörlük yapıyor. Bilim, yapay zeka, donanim ve mobil teknolojiler konusundaki yazıları düzenliyor. Bilim ve yapay zeka konularında uzmanlaşmış.
Bilim insanları, tat alma yeteneğine sahip ilk yapay dili geliştirdi ve sıvı ortamlarda tatları öğrenebiliyor.
Bilim insanları, insanın tat alma duyusunu taklit eden yapay bir dil geliştirdi. Bu sistem, grafen oksit membranlar sayesinde tatları sıvı ortamda algılayıp işleyebiliyor. Tatlı, ekşi, tuzlu ve acı gibi temel tatları %72,5 ila %87,5 doğrulukla ayırt ediyor. Karmaşık içeceklerde ise doğruluk %96’ya kadar yükseliyor. İyonların hareketini yavaşlatan membranlar, tatların öğrenilmesini ve hatırlanmasını sağlıyor. Bu teknoloji, beynin öğrenme sürecini taklit eden nöromorfik bilişime doğru önemli bir adım olarak görülüyor.
Yeni yapay dil, tatların iyonik versiyonlarını moleküler filtre görevi gören ultra ince karbon tabakalarından geçiriyor. Bu sayede kimyasal bileşiklerin elektriksel desenleri oluşturuluyor ve sistem bu desenleri ‘öğreniyor’. Algılama ve bilgi işleme süreci tamamen sıvı ortamda gerçekleşiyor, bu da önceki kuru sistemlere göre daha yüksek doğruluk sağlıyor. Grafen oksit membranlar, sıvı içindeki işlemeyi mümkün kılarak elektronik bileşenlerin sıvıda arızalanma sorununu ortadan kaldırıyor. Bu gelişme, biyolojik sistemlere benzeyen iyonik cihazlar geliştirmek için yeni bir yol açıyor. Araştırmacılar, yapay dilin kahve ve kola gibi karmaşık tatları bile güvenilir şekilde ayırt ettiğini belirtiyor.
Yapay dil teknolojisi, kimyasal analiz ve gıda güvenliği alanında devrim yaratabilir. Otomatik sistemlerde kullanılabilir ve hastalıkların erken teşhisinde önemli rol oynayabilir. Ayrıca laboratuvar ekipmanlarına entegre edilerek sıvı numunelerin analizini kolaylaştırabilir. Sıvı ortamda bilgi işleme yeteneği, biyolojik sistemlerin taklit edilmesine yeni kapılar açıyor. Araştırmacılar, bu sistemin öğrenme ve hafıza işlevlerini doğal süreçlere benzer şekilde geliştirebileceğini vurguluyor. İleri teknoloji kullanımı sayesinde yapay dil, gerçek insan organlarının fonksiyonlarına yaklaşan çözümler sunuyor.
Beyin gibi çalışan bu yapay dil, her yeni tat deneyiminde kendini geliştiriyor ve daha doğru tanımlamalar yapıyor. Hafıza süresi milisaniyeler yerine yaklaşık 140 saniyeye çıkarılarak sistemin ‘hatırlaması’ sağlanıyor. Yapay zekâ destekli bu sistem, fiziksel olarak da bilgi işlemenin bir kısmını sıvı ortamda yaparak önceki sistemlerden ayrılıyor. Bu teknoloji, insan tad alma duyusunun biyolojik karmaşıklığını yapay olarak yeniden yaratma yolunda önemli bir ilerleme olarak kabul ediliyor. Önümüzdeki yıllarda yapay dilin sağlık, gıda ve biyoteknoloji alanlarında geniş uygulama alanları bulması bekleniyor.
E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır. Zorunlu alanlar * ile işaretlenmiştir.