Japonya, Apple ve Google’a alternatif ödeme ve mağaza zorunluluğu getiriyor

Japonya Adil Ticaret Komisyonu, Apple ve Google’ın mobil yazılım pazarındaki tekelleşmesini engellemek adına önemli bir düzenlemeye imza attı. 2025 yılının sonlarında yürürlüğe girecek olan yeni kılavuz, kullanıcıların yalnızca App Store veya Google Play ile sınırlı kalmadan üçüncü parti uygulama mağazalarını da kullanabilmesini şart koşuyor. Aynı zamanda, uygulama geliştiricilerinin kendi ödeme sistemlerini kullanmalarının da önü açılıyor. Bu kurallar, teknoloji devlerinin yalnızca kendi ekosistemlerini dayatmasını engellemeyi hedefliyor. Özellikle Apple’ın sıkı kapalı sistemi göz önüne alındığında, bu düzenlemeler büyük yapısal değişiklikleri zorunlu kılabilir. Geliştiricilere daha fazla özgürlük tanınması, mobil pazarda daha rekabetçi bir ortam yaratabilir.

Yeni yasada yer alan hükümler yalnızca rekabeti değil, kullanıcı verilerinin korunmasını da ön planda tutuyor. Apple ve Google’ın işletim sistemleri üzerinden topladığı kullanıcı verilerini kendi ürünleri lehine kullanması artık yasaklanacak. Ayrıca rakip geliştiricilerin verilerine erişerek benzer hizmetler üretmeleri de engellenecek. Bu hamle, küçük geliştiricilerin platformlarda eşit şartlarda yer alabilmesini sağlayacak. Yasaya göre teknoloji şirketleri her yıl düzenli olarak denetim raporu sunmak zorunda kalacak. Japonya böylece yalnızca rekabeti değil, şeffaflığı ve hesap verebilirliği de sistemin parçası haline getirmeyi amaçlıyor. Yeni kuralların uygulanması teknoloji devleri için zorlu bir süreç anlamına gelebilir.

Dijital Piyasalar Yasası etkisi Japonya’ya da sıçradı

Japonya’daki bu yeni düzenleme, Avrupa Birliği’nin Dijital Piyasalar Yasası’na büyük ölçüde benzerlik gösteriyor. AB, teknoloji devlerinin mobil sistemlerini üçüncü taraf geliştiricilere açmasını zorunlu kılmıştı. Japonya da aynı doğrultuda hareket ederek, mobil cihazların ve işletim sistemlerinin daha erişilebilir olmasını istiyor. Özellikle cihaz donanımlarının yalnızca üreticiye ait uygulamalara değil, bağımsız geliştiricilere de açık olması gerektiği vurgulanıyor. Bu yaklaşım, sektörde denge kurmayı ve yeniliği teşvik etmeyi amaçlıyor. Böylece kullanıcılar daha fazla seçenekle karşılaşacak, geliştiriciler ise daha geniş bir pazarda rekabet edebilecek. Bu da genel olarak mobil yazılım sektörünü daha dinamik hale getirebilir.

Apple ve Google’ın bu kurallara nasıl karşılık vereceği şimdiden merak konusu. Şirketler, uzun süredir kendi uygulama mağazalarını ve ödeme sistemlerini zorunlu kılarak önemli bir gelir elde ediyordu. Yeni düzenlemeler, bu iş modelini değiştirmeye zorlayabilir. Öte yandan Japonya’nın bu adımı, dünya genelindeki düzenleyici kurumlar için de örnek teşkil edebilir. Gelecekte benzer kuralların başka ülkelerde de uygulanması gündeme gelebilir. Tüm bu gelişmeler, mobil uygulama pazarında kullanıcı dostu, adil ve şeffaf bir yapı oluşturulmasına katkı sağlayabilir.