Galaxy Z Fold7 ve Galaxy Z Flip7 tasarım hikayesi

Galaxy Z serisi, ilk günden bu yana katlanabilir telefon dünyasında standartları belirliyor. Yedinci nesilde, Galaxy Z Fold7 ve Galaxy Z Flip7; daha ince, hafif ve modern bir tasarım diliyle hem mühendislik hem de kullanıcı deneyimi açısından çıtayı yükseltiyor. Samsung Electronics Mobil Deneyim (MX) Birimi’nden Tasarım Ekibi Başkanı Hubert Lee ve UX Ekibi Başkanı Huichul Yang, bu sürecin ardındaki felsefeyi ve yaklaşımı paylaşıyor.

Yenilenen tasarım ve kullanıcı deneyimi

Hubert Lee, MX Tasarım Ekibi lideri olarak, Galaxy Z Fold7’yi bugüne kadarki en ince ve en hafif model olarak sunmanın gururunu yaşıyor. Yeni tasarımda taşınabilirlik ve şıklık öne çıkıyor. Katlanabilir bir telefonun özü olan hem fonksiyonellik hem de estetik, sıfırdan bir yaklaşımla yeniden tasarlanmış. Ekip, hafifliği ve şıklığı aynı anda yakalayabilmek için donanımda büyük Ar-Ge yatırımı yaptı. Sonuç, hem zarif hem de kullanışlı bir cihaz.

Huichul Yang, One UI 8 ile birlikte gelen yeni UX tasarımının, yapay zekaya ve büyük ekran form faktörüne göre optimize edildiğini vurguluyor. Galaxy Z Fold7’nin geniş ekranı, yapay zekadan güç alan uygulamaların çoklu görev kabiliyetini artırıyor. Galaxy Z Flip7’de ise FlexWindow ekranı, Google Gemini ile entegre olarak daha sezgisel ve anlık yapay zeka desteği sunuyor.

Katlanabilir tasarımın özü ve ortak vizyon

Her iki lider de Galaxy Z serisinin yalnızca iyi yapılmış bir ürün olmadığını, aynı zamanda pazarda öncü olmayı sürdürdüğünü belirtiyor. Ekipler, daha önceki başarıları tekrar etmek yerine radikal bir değişim vizyonuyla yola çıkıyor. Sıfırdan tasarlanan yeni modellerde, daha büyük ekranlar, daha az ağırlık ve daha ince gövdeyle birlikte, yaşam tarzı odaklı bir mobil deneyim sunuluyor.

Kullanıcı arayüzü de donanımla entegre düşünülüyor:

• One UI 8’de, yapay zeka üretimi içerikler, gerçek içeriklerle yan yana kolayca karşılaştırılabiliyor.

• FlexWindow ekranı, Gemini ile “elinizde yapay zeka arkadaşı” hissini gerçek anlamda yaşatıyor.

• Tüm bu deneyimler, duvar kağıdı ve simge tasarımlarına kadar ürünün her köşesinde kendini gösteriyor.

Hubert Lee, Silver Shadow rengini öne çıkarırken, zamansız ve modern değerlerin altını çiziyor. Galaxy Z Fold7 ve Z Flip7’de metalik dokunuşlar ve yeni renkler, ürünün ultra şık ve modern karakterini vurguluyor. Özellikle Mavi Gölge, hareketle değişen parlaklığı ve zarafetiyle dikkat çekiyor.

Takım çalışması ve ortak yaratıcılık

Tasarım ve UX ekipleri, ürünün duvar kağıdından arayüz simgelerine kadar yakın işbirliği içinde çalışıyor. Takımın her üyesi, ürünün işlevselliğini ve duygusal bağını artırmak için “Birlikte Tasarlayalım” mottosuyla hareket ediyor. Tasarım Kliniği adlı oturumlar sayesinde, her alanın uzmanı fikir ve eleştirilerini özgürce paylaşıyor; bu da yeniliği ve gelişimi sürekli kılıyor.

Tasarımda veri ve yapay zeka kullanımı

Tasarım Analitiği süreciyle, şirket içi testler ve kullanıcı geri bildirimleri toplanıyor. Yapay zekadan da faydalanılarak, sanal kullanıcı testleri gerçek kullanıcılarla yapılan testlere çok yakın sonuçlar veriyor. 2B varlıkların 3B’ye dönüştürülmesi, animasyonlu efektlerin denenmesi gibi süreçlerde yapay zeka aktif biçimde kullanılıyor. Böylece, hem sezgisel hem de veri odaklı bir tasarım anlayışı geliştiriliyor.

Geleceğe bakış ve anlamlı tasarım vizyonu

Lee ve Yang, tasarımcının rolünü yalnızca ürün özelliklerini değil, tüm deneyimi şekillendirmek olarak tanımlıyor. Katlanabilir cihazlarda neden katlandığı, neden açıldığı ve kullanıcıya hangi kolaylıkları sağladığı baştan sona düşünülüyor. Amaç, hayatı gerçekten iyileştiren anlamlı bir tasarım sunmak. Galaxy Z Fold7 ve Galaxy Z Flip7, inovasyonun ve ortak vizyonun ürünü olarak yeni bir çağ başlatıyor. Samsung’un “birlikte tasarlama” kültürü, katlanabilir deneyimi hem donanım hem yazılımda geleceğe taşıyor.