Final Fantasy serisinin deneyimli yapımcısı ve yönetmeni Naoki Yoshida, geçtiğimiz günlerde Los Angeles’ta düzenlenen Anime Expo 2025 etkinliğinde dikkat çekici açıklamalarda bulundu. Anime News Network ile gerçekleştirdiği röportajda, oyuncuların uzun süredir tartıştığı “sıra tabanlı mı, aksiyon mu?” sorusuna kapsamlı bir yanıt verdi.

Yoshida’nın daha önce “gelişen grafiklerle birlikte oyuncuların sıra tabanlı sistemle bağ kurmakta zorlandığı” yönündeki açıklamaları çok konuşulmuştu. Özellikle Final Fantasy XVI’nın tamamen aksiyon tabanlı oynanışa sahip olması, klasik Final Fantasy hayranları arasında tartışmalara yol açmıştı. Yoshida ise bu tartışmalara rağmen pozisyonunu koruyor ve sistem seçiminin her oyun için ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiğini savunuyor.
Oyun tasarımında sistemden çok vizyon belirleyici
Yoshida, savaş sistemlerinin sadece bir tercih değil, tüm oyun vizyonunun bir sonucu olduğunu vurguladı. “Bir oyunun dövüş mekaniklerini belirlerken, yalnızca aksiyon ya da sıra tabanlı olarak düşünmemeliyiz,” diyen yapımcı, şunları ekledi:
“Bizim için en önemli olan şey; oyuncuya nasıl bir deneyim sunmak istediğimiz, ne tür bir hikâye anlatmak istediğimiz ve görsel kaliteyle neyi yansıtmak istediğimizdir. Savaş sistemleri, bu vizyonun bir parçasıdır. Dolayısıyla sistem tercihi tek başına değil, oyunun bütününe göre şekillenir.”
Bu açıklamalar, bir sonraki Final Fantasy oyununun hangi dövüş sistemini benimseyeceği konusunda kesin bir çizgi çizilmediğini gösteriyor. Yani gelecekte yeniden sıra tabanlı yapıya dönüş mümkün, ama bu karar verilecek yeni yapımın doğasına bağlı olacak.
Yoshida, Final Fantasy XVII’de olmayabilir
Röportajın en dikkat çekici kısımlarından biri de Yoshida’nın kendisinin Final Fantasy XVII projesinde yer alıp almayacağı konusundaki belirsizliği oldu. Ünlü yapımcı, “belki ben yapımda yer almam, yeni ekip kendi vizyonunu oluşturur” diyerek bayrağı devretmeye açık olduğunu belirtti.
Bu yaklaşım, Square Enix’in yeni yeteneklere alan açma politikasıyla örtüşüyor. Ancak Yoshida gibi deneyimli bir ismin ayrılığı, hem oyuncular hem de geliştirici ekip açısından büyük bir değişimi beraberinde getirebilir.
Final Fantasy XVI’dan önemli dersler çıkarıldı
Final Fantasy XVI’nın hem teknik hem de yaratıcı açıdan büyük bir deneyim olduğunu söyleyen Yoshida, özellikle yüksek kaliteli içeriklerin kısa sürede nasıl üretileceğini öğrendiklerini vurguladı. Geliştirme sürecinde edinilen bu tecrübeler, gelecekteki projelerde verimliliği artıracak stratejiler olarak değerlendirilecek.

Bu yorum, Square Enix’in ilerleyen yıllarda daha kısa sürede, aynı kalitede veya daha iyisini sunabileceği oyunlar geliştireceği sinyalini veriyor. Yoshida’nın üretkenliği artırmaya yönelik bu yaklaşımı, oyun endüstrisinde de dikkat çekici bir model olabilir.
Final Fantasy XIV için uzun vadeli plan hazır
Yoshida yalnızca tek oyunculu oyunlar değil, Final Fantasy XIV gibi çevrim içi çok oyunculu oyunlarda da önemli rol oynuyor. Halihazırda Dawntrail genişlemesiyle güncellenen oyun, 7.0 sürümünde bulunuyor. Ancak Yoshida, ekip olarak 10.0 versiyonuna kadar planların hazır olduğunu ve projenin uzun vadede de güçlü şekilde devam edeceğini açıkladı.
Bu, Final Fantasy XIV oyuncuları için son derece olumlu bir haber. Genişleme paketleriyle zenginleşen hikâye yapısı, oyun deneyiminin sürekliliğini sağlayan en büyük unsurlardan biri olacak.
Yoshida yeni bir çevrim içi evren kurmak istiyor
Röportajın ilerleyen bölümlerinde Yoshida, kendi kariyer hedeflerine dair de çarpıcı ifadeler kullandı. Önümüzdeki yıllarda tamamen yeni bir fikrî mülkiyete (IP) dayanan çevrim içi çok oyunculu bir oyun geliştirmek istediğini belirtti. Final Fantasy dışında, yeni bir dünya ve yeni karakterler yaratma arzusu taşıdığını söyleyen yapımcı, yaratıcı riskler almaya istekli olduğunu gösterdi.
52 yaşında olmasına rağmen, emekliliği düşünmediğini açıkça ifade eden Yoshida, oyun dünyasında üretmeye ve keşfetmeye devam edeceğini belirtti.
Final Fantasy geleceği için umut verici mesajlar
Naoki Yoshida’nın açıklamaları, Final Fantasy hayranlarını doğrudan ilgilendiren birçok konuyu gündeme getirdi. Sıra tabanlı dövüş sistemlerinin tamamen dışlanmaması, serinin özüne bağlı kalınabileceği mesajını verirken, yeni projeler için yaratıcı vizyonun öne çıkacağı da netleşmiş oldu.
Yoshida’nın bir sonraki oyunda yer alıp almayacağı belirsizliğini korusa da, Final Fantasy evreninin geleceği için güçlü temeller atılmaya devam ediyor. Hem klasik sistemleri seven oyuncular hem de modern deneyim arayanlar için bu açıklamalar umut verici nitelikte.